ARİSTOTELES'E GÖRE BİLİM


Aristoteles'e Göre Bilim
Aristoteles çalışmalarına öncelikle bilimsel denilen bilginin ne anlama geldiğini belirlemekle başlar. Ona göre bilimsel bilgi, tarih boyunca apodeiktik (kesin, doğru ve zorunlu) niteliklere sahip bilgiyi nitelemek için kullanılmıştır. Demek ki böyle bir bilgi olanaklıdır. Peki, hangi disiplin bu türden bilgilerden oluşur? Araştır maları sonucunda bu disiplinin geometri olduğuna karar veren Aristoteles, bundan sonra, geometriye sarsılmaz bir inanç besler, daha da önemlisi geometriyi örnek alarak doğa bilimlerinde de kesin ve güvenilir bilgilere ulaşılabileceğine karar verir. Aristoteles'in, özellikle Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarında ciddi bir gelişme elde etmiş ola n ve bir tür 'tartışılmaz! ık statüsü'ne sahip geometriyi, sağlam ve güvenilir bir bilgi olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bütün bilimlerde geometride kullanılan yöntem esas olacaktır.

Aristoteles'e göte bilim yapmak insana özgü bir yetidir. Zaten insanı diğer canlılardan ayıran en önemli fark da duyumdan ve deneyden gelen tümel yargılara varma yetisine sahip olmasıdır. Bu konuda şunlan belirtmektedir:

‘İnsanı saymasak bütün öteki hayvanlar, imgeler ile hatırlamalara sahip olarak yaşarlar. Onlann deneysel bilgiden çok az bir pay almalarına karşılık, insan cinsi sanat [tekhne] ve akıl yürütmeye [logismos] kadar yükselir. (....J İnsanlar, bilim ile sanata deney aracılığıyla erişirler.

( ) Deneyle kazanılmış bir dizi kavramdan bir nesneler sınıfına ilişkin

tümel bir yargı oluşturulduğunda [bütün benzer durumlara uygulanabilir] sanat ortaya çıkarT

Şu halde bilgilerimizin kaynağı gözlem ve deneydir. Ancak açıklamasından Aristoteles'in burada durmak niyetinde olmadığı anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, gözlem ve deney araalığıyla ulaşılan tümel önerme (bilgi) aynı zamanda deneye doğru yürümek için de bir başlangıç kabul edilmektedir. Bu durumu şöyle bir örnekle açıklamak olanaklıdır. Diyelim ki bir hastaya bir ilaç verilse ve bu ilaç hastalığa iyi gelse, bu durum birçok kez yinelenmiş otsa, en sonunda, örneğin'A hastalığı için B ilacı zoru nlu du r 'gibi tü mel bir önermeye va nlacaktır. Daha sonra karşılaşılacak bir A hastalığı için de yine bu tümel önermeden hareket edilecektir. Bundan dolayı Aristoteles'e göre gerek tikel bir önermeden tümel bir önermeye, gerekse tümel bir önermeden tekrar tikel durumlara dönmek yalnızca insana özgü' bir yetidir, öyleyse bilimsel araştırma iki yoldan ilerlemektedir Tümevanm ve tümdengelim. Demek ki Aristoteles'e göre bilimsel araştırma gözlemlerden genel ilkelere ve tekrar gözlemlere geri dönen bir süreçtir. Bilim adamı olgudan açıklayıcı ilkeler türetecek, daha sonra bu ilkeleri içeıen öncüllerden de olgu hakkındaki yargılan çıkaısayacaktır.

Aristoteles'e göre, gerçekte insan ancak tümevarım veya tümdengelim yoluyla öğrenir. Tümdengelim tümel ilkelerden, tümevarım da tekil durumlarda itibaren yapılır. Ancak tümel bilgi tümevarımdan başka yolla elde edilemez Çünkü bilgi/bilim tümevanm olmadan ne tümellerden çıkanlabilir, ne de duyum olmadan tümevanmla elde edilebilir. Buradan Aristoteles'in, bilmeyi sadece bireysel nesneleri tanımak olarak kabul etmediği, aynı zamanda onlan tümel bir kavram altında toplamak olarak da değerlendirdiği anlaşılmaktadır. Bu anlamda bilim tümel birtakım bilgileri elde etmeğe yönelmiş bir çabadır. Bu çabada bir yandan nesnelerin gözlemlenmesi, diğer taraftan da bu nesnelerin kavramlar altında toplanması esastır.


Tümevarımsal Akıl Yürütme

 Aristoteles için tümevarım bilimsel araştırmanın en önemli yönlerinden biridir.Tümevanm özel veya tekil önermelerden, genel veya tümel önermelere doğru yapı la n a kı I yü rütmedir. Bu tür akıl yürütmeleri n geçerli dması zorunlu değildir. Tümevanm çıkanmlan olasılı doğruluğu veya geçerliliği içerir. Çünkü bu akıl yürütmede söz konusu edilen alanın tümünü tüketmek olanaklı değildir. Örneğin beyaz bir kuğu gördükten sonra 'bütün kuğular beyazdır' önermesini ileri sürmek, dünyadaki tüm kuğuların deneyle ve gözlemle beyaz olduğunu sap-tayamayacagımadan diğer kuğulann da beyaz olacağını varsayan bir genellemeyle oluşturulmuş bir önemledir. Bu nedenle sonuç zorunluluk taşımaz, sadece varsayımsal bir genelleme olur. Doğruluğu ve zorunluluğu mantıksal değil, olasılıdır. Bu nedenle tümevanm çıkaranları tüme varmak için yapılan sayıştır. Fakat bu sayışlar hiçbir zaman tümü vermez, eksiktir. Bu nedenle geçerliliği zorunlu olmayan tümevarım akıl yürütmeleri mantığa değil bilimlere aittir, çünkü bilimler mantıksal zorunluluğu değil, olasılıklı doğruyu içerir. Bu yüzden bilim önermeleri açık uçludur, çünkü tümevanm, bir ömeldem alanındaki sınırlı sayıda örneğin gözlemlenmesine dayanmasına karşın, o örneklem alanındaki bütün örneklerin de aynı niteliğe sahip olacağını varsayarak genellemeye gitmektedir. Eğer zaman içinde aykın bir örnekle karşılaşılırsa genelleme çürütülmüş olacaktır. Bu durum tümevanm sonuçlarının açık uçlu olduğunun göstergesidir. Şu halde tümevanmla elde edilen bilgilerin önemi, zorunlu doğrular olmalannda değil, kendilerinden başka önermeler çıkarmaya olanak tanımalanndadır. Örneğin 'şu ilaç şu türden bir hastaya iyi gelir* tümel önermesinden, bu ilacın ileride rastlayacağım benzer bir hastaya da iyi geleceğini çıkarırım.
Next
Previous
Click here for Comments

0 yorum: