Bulutlar da Kırılır

  Daha hayata 'merhaba' demeyi öğrenmeden sırtına yüklenmişti hissiyatı.Etrafındaki her insandan bir şeyler öğrenmek isteyip,yine kendiyle baş başa kalmıştı. Aynıydı oysa her insanla. Farklıydı bakış açısı.

  Yemyeşil bir sükûnette,göğe bakıp bulutları hayallerimize başrol yaptığımızda güzeldi dünya. Sonra tanımaya başladık gerçeği yavaş yavaş. Tarih boyunca insanlar koca dünyayı bölüşemeyip, nacizane değerlerini,ucuz ve huzurdan uzak bir kavgada feda etmişler. Bize gösterilen,yansıtılan bu. Oysa ben isterdim ki tarih istediğimiz an canlansaydı gözümüzde. O zaman değişir miydi bir şey ? Biz gerçeği,şu an etrafımızda yaşanan hayatı,her gün uyanıp güneşin erittiği asfaltı yalnızca izliyor muyuz? Yoksa yaşıyor muyuz tüm detaylarıyla? Geçen bir yazımda "Farkına varın." demiştim. Kast ettiğim yalnızca siyasi sebepler değil aynı zamanda benliğiniz,seçimleriniz ve yaşadığınız hayatın kendisiydi. 


 Bulutlara hayal yüklediğimiz çocuksu masumiyetimiz yok artık. Çünkü kimse masum kalmadı. Doğdu, masum kalmadı ve öldü olacak artık hayat özetleri insanların.
  
  Bir on sene sonra pişman olmamak için ne yapmam gerekiyor ise değil ne yapmak istiyorsam yapıyorum. Buna mecburum. Yıllar sonra okumak üzere bu satırları bırakıyorum aynı zamanda. Yazmak istiyordum,yazdım. Yarın bir gün "Keşke yazsaydım." demeyeceğim mesela. Yahut iki sene sonra belki de kitap yazacağım. Belki de herkesin diline pelesenk bir beste yapacağım. Bu benim hayatım. Yapamadığımda,yahut sonucu beklediğim gibi olmadığında,hiçbir bulutu suçlamayacağım.

     Mehmet Emre BEKTAŞ
     

'Keşke dememek için.'
Next
Previous
Click here for Comments

0 yorum: