"Üzülme ve takılma çok." dedim kendime.
Sonra o müthiş şarkı çalarken kulağımda, burada buldum kendimi.
Daha az önce araladın kapımızı.
İçeriden o müthiş yemek kokuları. Bedenimi yorgunluğun bin bir türlüsünden ayıran şefkatli kolların.
Sıralanmış cümleleri dizdim dudaklarıma.
Sonunda sadece "Özledim." diyebildim. Özledim.
Hiç şiir yazamadım. Güzel bir çift söz ise sadece sana nasipti.
Işıkları sönünce bu şehrin, biz bize kalırdık. Sabahı göremedik hiç. Yahut bazı geceler hiç ısınamadık.
Sonra başka kollarda buldum kendimi. Bir an bile düşünmeden ve gecelerce uyumadan.
Ah kendine bile sırt dönmüş bu adama, sen hep merhametliydin.
Farkın yoktu anamdan.
Sıcacık birkaç bardak çaya hasretim senin avuçlarında.
Ölüyorum sevgilim ve hiçbir şiir şifa olmuyor artık bana.
Sesince dinlediğim en güzel şiirdi vedan.
Sessizdi.
Ansız.
Tenimden soyutlanışın
Soyunduğun geceler gibi karanlıktı, karanlık.
En son yazdığın satırlarda dirilip tekrardan öldüğümü gördüm.
Güzel severdin vesselam ve güzel öldürürdün.
Sahi ne güzel öldüm kollarında
Sabahına kalmadan.
Şehri boğan boynunun kokusunu da öldürdüm.
Artık sen kokmayan şehirlere dokunacak ellerim.
Sen kokmayan şiirler yazacağım becerebilirsem.
0 yorum: